Güzel bir Cuma gününden merhabalar!!
Uzun bir aradan sonra bu yazıda yeni tanıştığım ve daha önce okumadığıma hayıflandığım bir yazardan bahsedeceğim. Stefan Zweig...
Kendisiyle tanışmamıza vesile olan One Tower- Arkadaş Kitabevi'ne muhteşem ambiyansı ile insanı tüm kitapları almaya ittiği için, instagram kullanıcılarına; "Satranç" adlı kitabını 'oku!' şeklinde gözüme gözüme soktukları için buradan şükranlarımı sunuyorum.
Evet bu şekilde kitaplarını aldığım Zweig hakkında her kitaptan önce yaptığım gibi bilgi topladım.
Avusturyalı bir yazar olan Zweig'ın Nazi Almanyası'nda yaşadığını, Hitler faşizminden kitapları yakılarak, sürekli yer değiştirmek durumunda kalarak nasibini aldığını öğrendim. Ama beni aldığım birkaç kitabı içinden ilk olarak "Satranç"ı okumaya iten şey; Zweig'in bu kitabı yazdıktan sonra 23 Şubat 1942'de eşi ile birlikte intihar etmiş olmasıydı... Hayatını zamanında ve dimdik sonlandırmasının daha doğru olduğunu düşünmüştü..ve son anlarına tanıklık eden satırlarını okuma fırsatı vermişti bize...
İşte bu bilgiyi hafızamda canlı tutarak başladığım "Satranç" bir solukta bitti.
Kısa bir öykü olan bu kitap yetmiş bir sayfadan oluşuyor ve bir gün içinde bitirebileceğiniz ama etkisinden o kadar kısa sürede kurtulamayacağınız bir kitap..
İçerik hakkında yorum yapmanın sizi önyargıya sürükleyeceğini düşündüğüm için yapmayacağım ama sadece okurken Dr B.nin anlatımını sindirerek okumanızı tavsiye ederim.
Zweig'ın Dr. B ile; birebir olmasa da yaşadıklarından yansımaları, hislerini anlattığını düşünmek ayrı bir yakınlık kurmanıza fırsat veriyor yazarla...
"Okuyunuz, okutunuz efenim" dediğim bir kitabı daha paylaşmanın verdiği mutlulukla güzel bir haftasonu diliyorum...
Busi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder