22 Eylül 2015 Salı

Bir Bakış Baktın :)


"Sevgili Cedric,

Bu sıralar seni çok iyi anlıyorum ve üzülerek söylüyorum;

25 yaşındaysan, hayatın ara yollarından birinde ve tam olarak nereye gideceğini bilmez bir durumdaysan hayat hala çok  zor!..."

Ama bugün bu zorluklardan yakınmak yerine hayatımı güzelleştiren şeylerden bahsetmek istiyorum:)

Dünyada olan olaylara bakışımda, insanlarla ilişkilerimde, her türlü alışverişte her zaman içtenlik ve duygular ön planda olmuştur bende.

Birinden bir şey isterken  nazik olmak en dikkat ettiğim şey oldu her daim..

İnsanlara karşı gösterdiğim nezaket ve sevginin aynısını bir gün onlardan göreceğime karşı umudumu hiç kaybetmek istemedim. Ama fark ettiğimde çok şaşırdım ki; o sevgiyi gösteren insanları da yeteri kadar görmüyor, onlara bu konuda haksızlık yapıyormuşum...

Günlük hayatta hiç fark etmeden en yakınımızdakileri kırıyor, incitiyor, onlara bizim gözümüzde değersizmiş gibi hissettiriyoruz maalesef...

Onları seviyor olmamız nasıl ki onları kırmamıza engel olamıyorsa, onların da bizi seviyor olmaları her yaptığımız umursamazlık ve düşüncesizliğe eyvallah diyecekleri anlamına gelmiyor... yani ayağımızı denk almamız lazım, onları kaybetmemek dahası incitmemek için üzerine titrememiz lazım...

Bazen sevme eyleminin sadece hislerle ilgili olduğunu düşünüyoruz, hareketlerden eylemlerden bağımsızmış gibi davranıp karşımızdakine olan sevgimizi göstermekten kaçınıyoruz ya da unutuyoruz...

Daha da kötüsü hayatın ritmine o kadar kaptırıyoruz ki kendimizi, bizi gerçekten düşünen, seven insanların bizim için yaptıklarını görmez hale geliyoruz, Onların aslında bizler için ne büyük şanslar olduğunu aklımızın arkalarına atıyoruz, o yüce gönüllerin hakkını veremiyoruz...

Halbuki yaptıklarının farkına varsak bu denli güzel sevildiğimiz için ne kadar da mutlu olacağız, Kendimizle halledemediğimiz tüm sorunlara ilaç olacak o sevgi...

Ama bir an geliyor, hiç beklemezken, çok alakasız bir şeyi konuşurken, hatta belki kavga ederken, ateşli ateşli bir şeyleri savunurken öyle bir şey yapıyor ki; o an anlıyorsunuz onun tarafından ne kadar çok sevildiğinizi....

Ve aynı şeyi siz de yaparken buluyorsunuz kendinizi ve  konuşma devam ederken içten içe gülümsüyorsunuz bu sevginin güzelliğine....

Çünkü fark ediyorsunuz ki; ikiniz de en hassas, en ciddi konuları konuşurken, kendinizi savunurken öyle titiz, öyle kırmaktan- yanlış anlaşılmaktan korkarak, cümlelerinizi seçerek konuşuyorsunuz ki; bu özen ancak birbirine sevgiyle, aşkla, bağlılıkla bakan gözlerde hissedilebilir.

Ve o gözlerdeki bakış; hayatınız ne kadar zor olursa olsun, şartlar ne kadar zorlarsa zorlasın her şeye karşı dayanma gücü verir size...

O bakış sizi kendinize getirir, değerli ve eşsiz hissettirir, o size kızdığını anlatırken, sizi ne kadar mutlu ettiğinden habersiz konuşurken siz o sevgiye, o özene layık olabilmek için attığınız her adımı tekrar değerlendirmeye başlarsınız....

Her ne kadar sevgiye hep değer vermiş bir insan olsanız da; hayat sizi kendine uydurmaya çalışırken elinizdekileri almaya kalkıyor... İşte o zaman onlara sıkıca sarılıp, hayata kaptırmamak, sahip çıkmak gerekiyor... Çünkü o hayatın tadını ancak onlar yanınızda size sarıldığında, yanı başınızda sımsıcak baktığında, elinizi sımsıkı tuttuğunda çıkarabilirsiniz.

Hayat istediği kadar acı realiteler, sevimsiz maddi hesaplar, gelecek günlere dair korkular sunsun!

Tüm bunlara karşı tek mücadele gücünü; sizi, kavga ederken bile incitmekten korkan insanların o sevgi ve aşk dolu bakışlarında bulabilirsiniz, yeter ki bakmayı bilin, yeter ki o sevginin değerini bilin....


Bir de aşık olmak çok güzel, tez vakitte olun! ;)



                                                                       Busi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder