28 Ağustos 2015 Cuma

Hayal et, amaçla, harekete geç

Yaşadığınız süre içinde bir hedefiniz yoksa;
Sabah erken kalkmak için bir nedeniniz olmuyor. 
Çoğu zaman duş almak için
İyi giyinmek ve makyaj yapmak için bir nedeniniz olmuyor..
Çünkü tüm bunları aslında çoğu zaman kendimiz için değil başkaları için yapıyoruz..
Ertesi gün iş yoksa geç kalkabilirsiniz peki ya hiçbir işiniz yoksa o zaman bitkisel hayatın sınırında olabilir misiniz?
Tabii ki özenlerine hayran kaldığım, hiçbir işi olmadan da sabahları erken kalkıp hazırlanan, giyinip kuşanıp evinde hanım hanım oturanlarımız var ama ben onlardan olamadım olamayacağım sanırım:)
Dışarı çıkarken başkalarının bizi iyi görmesi hayati önem taşıyor hepimiz için. Eğer onlar bizi beğenirse biz de kendimiz beğeniyoruz..
Ya da gideceğimiz yerin dillendirilmemiş kurallarına uyma ihtiyacı hissedip, kendimizi insan içine çıkacak hale getiriyoruz... Bu kesinlikle eleştirdiğim bir şey değil ki aksini yapmayı( zorunluluk duymadan) çok isterim.. 
Bahsetmek istediğim asıl mevzu bizi her yaptığımız eylemde motive eden, kendine bağlayan bir amacın varlığının önemi!
Her gün toplantıdan toplantıya koşturan, emrinde onlarca insan çalıştıran falan biri olmanız gerekmez. Sadece sabah sizi yatağınızdan ayırmaya değecek, belirsizliklerden çıkarıp, üzerinizdeki ölü toprağını attıracak bir amaç yeterli...
Kendimden deneyimlediğim kadarıyla; bir haftadır çok stresli, yorucu, sürekli ders çalışma ile geçen günlerime rağmen önüme koyduğum hedef için elle tutulur bir şey yapıyor olma fikri bana enerji veriyor.. 
İşte bundan bahsediyorum... 
Çok küçük bir şey bir sınava hazırlanmak, üstelik hayatın her gün karşımıza yeni bir sınav çıkardığını düşününce... 
Ama yine de anlam veremediğim mutluluğumun sebebini çözmüş bulunmaktayım dostlar:)
Aylardır sünepe sünepe evde vakit geçirmenin yerine son bir haftadır düzenli bir şekilde bir şey yapıyorum, düşünüyorum, uğraşıyorum, üretiyorum!
Ve bence bir insanı en mutlu edecek şeylerin yolu hep buradan geçiyor... 
Tabii bunu yaparken bir takım psikolojik savaşlar vermedim değil. Bundan sanırım en büyük etkiyi sürekli yeri değişen çalışma masam gördü ama sonunda ışığı en iyi alan, benim gönlümü en çok yapıp çalışmaya ikna ettiği ve wireless ın en iyi çektiği yeri bulundu:) 
Sonuç olarak henüz elimde somut bir kanıt olmasa da kendim için bir şeyler yapıyor olmak; son altı aydır bana iyi gelen tek şey oldu... 
Bir amaç  olmadan yaşamaksa gerçekten en zoru...
Bu kadar çok seçenek varken, etrafında bu kadar olay olurken önünü görememek, karar verememek modern insana yapılan en büyük işkence olsa gerek... 
Allah amaçsız bırakmasın efenim:) 
Bir hedef koyduktan sonra bitmiyor ama! Fark ettim ki çözüm içimde.. Etrafımda harika insanlar var, kocaman yürekleri ve sabırları ile bana katlanan, beni motive ve teselli etmeye çalışan benim için çok değerli sevdiklerim var ama ne olursa olsun iş bende bitiyor imiş, anladım...
Şimdi sonuç ne olursa olsun ruhumun direksiyonunun bende olduğunu biliyorum ve ben nereye, nasıl istersem öyle gideceğim... 
                         
    Busi





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder